Devlet Tiyatroları bu yıl ilk kez gerçekleştireceği "Shakespeare Haftası" kapsamında tiyatronun klasik raflarında yerini almış eserlerle tiyatroseverleri buluşturmaya başladı. Bir hafta boyunca Ankaralı sanatseverler William Shakespeare'in efsanevi değeri olan metinlerinin sahnede can bulduğuna tanık olacaklar. Programın içeriğinde ise; Machbeth, Venedik Taciri, Fırtına, Hamlet, Onikinci Gece, Othello ve Soneler yer alıyor.
Uzun uğraşlar sonucu aldığımız Hamlet biletleri elimizde Akün Sahnesi'nden içeriye giriyoruz. Işıl Kasapoğlu yönetmenliğinde Bülent Emin Yarar'ın tek başına Hamlet'i nasıl oynayacağı merak konusu elbette; ancak okuduğum eleştiriler oyunun o denli başarılı olduğunu bağıra çağıra söyledi ki; geçen sene yine Işıl Kasapoğlu yönetmenliğindeki "Profesyonel" de Yetkin Dikinciler ile sahnede adeta şov yapan Bülent Emin Yarar'ın oyunculuğunun muhteşemliğine ve sahnede yine böyle bir şölene tanık olacağıma hiçbir kuşkum yok.
Sahnenin tam ortasında kocaman kırmızı kapalı bir kutu var. Mücevher kutusuna benzetiyorum. Çok geçmeden kutu yavaşça açılıyor ve içinden izlemeye doyamayacağınız biri çıkıyor.
Fuayede; oyunda göreceğimiz karakterlerin fotoğrafları tek tek sergileniyor. Hepsinde Bülent Emin Yarar; başka bir insana bürünmüş adeta. Hamlet, Hamlet'in babası, annesi, amcası, Ophelia, Ophelia'nın babası... Kuşkusuz; bir tanesinin altından kalkmak için günlerce, aylarca çalışılması gereken karakterlerin hepsini BİR, aynı zamanda hepsini BİRİCİK görmüş Bülent Emin Yarar! Hepsini ayrı ayrı işlemiş, süslemiş, anlamış ve anlatıyor bizlere de..
Tek kişi bunca karakterin mimiğini, jestini, sesini, duruşunu, kendini ifade ediş şeklini nasıl aynı sahne üstüne, aynı şevkle ve aynı bağlılıkla verebilir diye düşünmeme gerek kalmıyor bile. Taklit ve abartılara kaçmadan; sade ve tertemiz bir iş izliyoruz baştan sona!Değil kıpırdanmak, uyuşan bacağımı değiştiremiyorum. Yer yer gülüyor; iki dakika geçmeden ağlayabiliyorum!Metnin bilinmesi ve olay örgüsüne hakim olunması gerekliliği yok. Zira o derece açık ve pürüzsüz anlatılıyor öykü.
Muhteşem aksesuar kullanımıyla; yaratıcılığı ve üreticiliğiyle her an, her saniye seyircisini kendine bağlıyor Hamlet! Ufacık, kocaman ya da hayali aksesuarlarla nasıl bir dünya yaratılabileceğini görüyorum! Kullanılan ve akla gelmiş her detay için alkışlamak geliyor içimden; ancak tutuyorum kendimi!
Shakespeare; yüzyıllar geçse de asla eskimeyecek olan insan, insan duyguları ve zaafları teması üzerinden bugün; yine güncel olan tespitlerini ağır, ıslak bir havluyla vuruyor yüzümüze. Evet dedirtiyor herkese. "Evet. İntikam da, namus da, ego savaşları da, makam hırsı da hala var bu dünyada" Bunun üzerine şöyle diyor Shakespeare “Çığrından çıkmış bir zaman bu. Ey kör talihim benim! Bana düşmez olaydı dünyayı düzeltmek” Hamlet'i izlerken yine tebessüm ediyorum ve anlıyorum insan denilen yaratığın zamanla değişmeyeceğini...
Bülent Emin Yarar'ın muhteşem oyunculuğunun yanı sıra; oyunu harika kılan detaylardan bahsetmemek mümkün değil. Oyun boyunca görmediğimz ancak selamda sahneye çıkan ve enstrümanlarıyla oyuna can veren Yasemin Taş ve Cansu Bezircioğlu, Hakan Dündar'ın harikulade dekor tasarımı, Cem Yılmazer'in etkileyici ışık tasarımı ve dramaturg Zeynep Avcı'nın yadsınamaz katkıları işin içine girince anlatılması güç, ancak aşkla ve şiddetle tavsiye edilesi bir oyun çıkıyor ortaya.
Türkiye' de ilk defa tek kişilik oynanan Hamlet'in rejisörü Işıl Kasapoğlu en kısa ve en uzun Hamlet'i sahneye koymasıyla ünlüymüş. Okuduğum eleştirilerde görüyorum! Bir buçuk saat süren bu tarifsiz oyunda; bir oyuncu adayı olarak beni en çok etkileyenin ise; gözlerindeki ışığı, sevgiyi, arzuyu, tutkuyu bir an bile kaybetmeyen, o sahnede var olan ve bizleri de oturduğumuz koltuklarda var eden, ağzından çıkan her kelimenin ne anlama geldiğini bilen ve anlatmak için can atan bir ustayı izlemek olduğunu fark ediyorum. Gerçekten hissederek oynamanın ayrıcalığını tadan bir adamın alkışları kabul ederkenki mütevaziliğini ve bu mesleğe duyduğu aşkı görüyorum!
Bülent Emin Yarar'ın; koşulsuz teslimiyeti, kaygısız savaşı ve kibirsiz varoluşuydu Hamlet benim için! Tüm oyunculara oyunculuk dersi, tüm izleyicilere bir başyapıt...
Naz Göktan
Naz Göktan
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder